12 Temmuz 2008 Cumartesi

tektaş pırlantanın öyküsü

tektaş pırlantanın öyküsü
Bir karat pırlanta için 250 ton kaya, kum ve çakılın çıkarılması gerektiğini biliyor musunuz? Ya pırlantanın neden elmastan daha değerli olduğunu...
ELMAS-PIRLANTA FARKI
Kesim ve şekline göre elmas ya da pırlantaya dönüşüyor. Pırlanta daha parlak, kesim oranı daha fazla ve alt kısmı kubbe gibi. Elmasın alt kısmı düz, fasat yani yüzey sayısı 12 ile 37 adet arasında değişir. Pırlantaların kesimi daha zor ve 57 fasadı var. Elmas pırlantadan daha değerli olarak bilinir, ancak gerçek tam tersidir. Pırlanta daha ince işçiliktir. Taşların yüzde 95´i bildiğimiz cinsten yani renksizdir, yüzde 5´i ise renklidir ve bunlara fantezi denir, fiyatları astronomiktir. Örneğin hayli nadir olan Avustralya´nın pembe pırlantaları gibi.Titanic filmindeki o kocaman mavi taşı, ‘‘okyanusun kalbi´´ni hatırladınız mı? Sonsuz aşkın sembolü mavi bir elmastır. Sentetik yani yapay pırlantalar da pazara veriliyor ve Rusya bu konuda hayli iddialı. Elmas sanayinin de vazgeçilmezi. Eşsiz kesici özelliğiyle cerrah aletleri arasında yer alıyor.Pırlanta ile birlikte anılır karat. Pırlantanın ağırlığını gösterir. İlk elmasın bulunduğu Hindistan´da keçiboynuzunun çekirdeği ölçü olarak alınır ve bir karat eşittir bir gramın beşte biri ya da 200 miligramdır. Pırlantalı mücevher alırken, aldanmamak için dikkat edilmesi gereken dört kriter var: karat, kesim, berraklık ve renk.Elmas bulmak büyük endüstriyel operasyonların sonucu olabileceği gibi küçük ölçekli yöntemler de mevcuttur. Bir karat pırlanta için 250 ton kaya, kum ve çakılın çıkarılması gerekir. Dünyadaki yıllık üretim 100 milyon karata eşittir ki bunun sadece yüzde 50´si mücevher kalitesindedir. Bir karatlık pırlantanın ilk anda pahalı gelmesinin nedenini şimdi daha iyi anlaşılıyordur herhalde.
PIRLANTANIN TARİH BOYUNCA GELİŞİMİ
Herşey bundan 3 milyar yıl önce başlar;yerkabuğunun 150km kadar derinliklerinde oluşanbasınç ve sıcak ,karbon atomlarının billurlaşmasına(kristalleşmesine)yani elmas oluşturmasına neden olmustur. Volkanik patlamalarla yeryüzeyine çıkmıştır.İlk elmas taşı M.Ö800 terihinde Hidistanda bir nehir kenarında bulunur.Daha sonra 18yy´da elmas Brezilya´da bulunur ve sırasıyla Güney Afrika(1866),Rusya(1948),Avustralya(1979) ve Kanada´da(1990) bulunan elmas madenleri bu ışıltılı serüvene dahil olurlar.İlk elmas mücevher örneğini 11.yy´da Macar bir prensin tacında görüyoruz.Kesilmemiş bir parça elmas kudretin ve gücün simgesi olarak belirmiştir.Böylece kraliyet taçlarına elmas koyma geleneği kök salar.1330´da ilk elmas kesimi Venedikte gelişir;14.yy da Hindistan´da elmas cilalama bulunur;bu işlem elmasın tozları kullanılarak yapılır.15.yy gelindiğinde elmas yeni bir anlam kazanır;Avusturya arşidükü Maximilian ilk nişan yüzüğünü Burgundy´li Mary´e verir ve böylece elmas artık bir anlamda gücün paylaşımını ve sonsuz aşkı simgelemeye başlar.16.yy´da Antwerp´te Rosa elmas keşvedilir;artık elmas esneklik kazanmıştır.17.yy´da Pırlanta kesimi bulunur;elmas artık 58 yüzeyli bir kesim ile gerçek bir mücevher haline gelmiştir.
İNCİNİN OLUŞUMU
Artist mücevher taşını dikkatle keserek iç güzelliğini ortaya çıkarır, fakat inci denizden kendiliğinden kusursuz olarak çıkar. İnci denizin içinde gömülü, istiridyenin derinliklerinde yatar. Süreç küçük bir rahatsız edici etkenle başlar. Bu bazen bir kum tanesi bazen de bir deniz paraziti olabilir.İstiridyenin besleme gücüyle rahatsız edici madde istiridyenin içinde hapis kalır.İstiridye bu davetsiz misafiri "nacre" dediğimiz düzgün kalsiyum karbonat tanecikleriyle sarar. Birkaç sene sonra birçok kattan oluşan incimiz ortaya çıkar.İncinin çok yönlülüğü kendisinde başlar. Genel olarak inciler; tuzlu su incileri, tatlı su incileri ve kültür incileri olarak sınıflandırılabilir. Bu kategoriler arasında başak inciler (değişik şekillerde) düğme inciler, göz yaşı inciler, yarım inciler, tohum inciler, kabarcık inciler diye şekillendirilirler.İnciler orijinlerine göre ayırt edilir. South Sea incileri, Burma inciler, Biura incileri ve rengine göre ayırt edilen siyah Tahiti inciler.Yine başka bir sınıflandırmaya göre:Baroque - kabartılı ve belirsiz şekilli inciler Mabe - yarım yuvarlak kültür incileri Black - Güney Denizinde yetişen yeşilimsi siyah inciler Freshwater - düzensiz şekilli, göllerde ve nehirlerde bulunan inciler Southsea - oldukça büyük, çapı 10-20 mm´yi bulan, güney denizinde yetişen inciler Akoya - yuvarlak, japon adası etrafında üretilen kültür incileri Tahiti - son yıllarda giderek çok moda olan, talep gördüğü için değerleri artan ve açık sarı yeşilden başlayarak koyu yeşil antrasit ve siyaha kadar çeşitli tonlarda oluşan bu incileri tavus kuşu yelpazesindeki tüm renklerde bulmak mümkündür.
TUZLU SU İNCİLERİ :Doğal tuzlu su incileri okyanusların derinliklerinde insan eli değmeden oluşur. Beyaz, krem, gül, sarı altın ve siyah, tabanca metali gibi çok çeşitli renk belirtileriyle, doğal tuzlu su incileri nadir bulunan incilerdir.
TATLI SU İNCİLERİ : Bu inciler dünyanın her yerinde tatlı su nehirlerinden veya göllerden çıkar . Tatlı su incilerinin renk birleşimi tuzlu su incilerinkini geçer. Renkleri açık orta ve koyu turuncu, mor menekşe, mavi ve grinin yanı sıra geleneksel beyaz, krem, pembe, sarı altın ve siyah olabilir. En çok görülen şekli uzun ince pirinç tanesi gibi üzeri kırışık olanlardır. Bununla beraber şekilleri de renkler de çok çeşitlidir. Doğal tatlı su incileri tatlı su incilerine nazaran daha beyazdır ve iyi biçimleriyle tuzlu su incilerinin en iyilerine rakiptir.
KÜLTÜR İNCİLERİ : Kültür incileri, serada yetişen çiçekler gibidirler. Fakat incinin uzmanlık ve zahmet gerektiren uzun bir yetiştirme süreci vardır. İnci yetiştirme çok ciddi bakım ve dikkat ister.İstiridyenin içine bilinçli olarak yabancı bir madde enjekte edilir, bu yabancı madde küre şeklinde bir çekirdek ya da başka bir istiridyeden alınan yaklaşık 1 mm çapında bir zar doku olabilmektedir. İstiridye doğal iç güdüsüyle yabancı maddeyi kaplamaya başlar. Eğer istiridye enjeksiyon edilenleri geri atmazsa bir iki sene sonra hasat yapılır. Bu süre South Sea incilerinde 2,5 - 4 arası bir zaman alabilmektedir.
TARİHÇESİ...İnci;Güzelliğin simgesi,Asaletin simgesi,Zerafetin simgesi,Saflığın ve berraklığın simgesiVe en önemlisi, gizemin simgesi,O, her yaşın mücevheri... Güzelliği ve ender bulunması sayesinde "inci" veya başka bir deyişle "Tanrıların Armağanı", hemen her dönem kadınların rüyalarını süslemiştir.Efsanede, "Te Ufi" adında bir inci istridyesinden bahsedilir. Barış ve verimlilik tanrısı Oro, bu istridyenin içinden çıkan başdöndürücü inciyi aşkın kanıtı olarak Bora Bora prensesine armağan eder.Bu yüzden "Tanrıların Armağanı" incinin ikinci adı olmuştur. Eski çağlardan beri inciler mücevher tasarımcılarının hayal güçlerini coşkuyla birleştirmiş ve onların çok özel parçalar tasarlamalarını sağlamıştır. Bu yüzden inci her zaman önemli bir kalite unsuru olmuştur.İncilerin sihirli kuvvetleri insanoğlunun asırlardır saplantısıdır. Yunanlılar incileri Aphnadite Aşk ilahına, Romalılarda kendi aşk ilahları olan Venüs´e adamışlardır. Onun göz yaşları olarak inci güzelliği ve ruhsal aydınlığın simgesi, aşkın ve başarının sembolü, saflığın ve masumiyetin örneği olmuştur.Eski inanışlara göre denizin üstüne çıkan istiridyelerde inci oluşurmuş. Sabahları açılarak suyun yüzüne çıkar, yağmur ve buhar damlacıklarını içine toplayıp bunları ışık ve havayla inciye dönüştürürlermiş.
ÇIKTIĞI YERLER..Sadece belli madenlerden çıkan taşların tersine inçiler dünyanın her yerindeki sulardan çıkar.Fakat bu incileri çok azı mücevher yapımında kullanılabilir değerdedir.Her ne kadar Amerika ve Güney Amerika kıtalında da tatlı su incileri ve bazı doğal inci çeşitleri bulunmakta ise de kültür incisinde Japonya ve Çin denizlerinde 9-10 mm çapına kadar, Avustralya ve Tahiti´de ise deniz suyunun daha sıcak olması ve doğal alanın bozulmamış olması nedeni ile 10 mm´ den 20-21 mm çapına kadar büyüyebilen SS( South Sea ) Güney Deniz incileri oluşmaktadır.Bu inciler dünyanın en pahalı, en değerli, en nadir bulunan incileri olup önde gelen mücevher firmaları tarafından kullanılmaktadır.
İNCİNİN BAKIMI..İncinizi makyajınızı saç spreyinizi, parfümünüzü sıktıktan sonra takın. İncilerinizi kimyasal maddelerle çalışırken, banyo yaparken takmayın çünkü inci iplerinin ve düğümlerinin ıslak kalmaması gerekmektedir.Dizi incilerde senede bir bakım yaptırıp yeniden dizilmesi incilerin uzun ömürlü olması için faydalıdır. Kimyasal maddeler incileri çürütür ve zarar verir.İncilerinizi kullanmadığınız zamanlarda yumuşak bir bezle silip ayrı, ayrı bez torbalarda saklayın.

Hiç yorum yok: